Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.)'in Hayatı


Önceki
Veda Haccı

Peygamberimiz Hz. Muhammed ( s.a.v.) Vefatı

Cibril-i Emin ''Vettükü yevmen terceüne fihi ilallah... Allaha döndürüleceiniz güne karşı saygılı ve hazırlıklı olun. Sonra herkese kazandığı ne ise noksansız verilecek ve onlar zulme uğratılmayacaktır.'' (Bakara suresi, 281) anlamındaki ayeti getirdiğinde sadece dokuz günlük ömrü kalmıştı. Artık Kuran'a bu ayetle mühür vurulmuş oluyordu.(İbn kesir, Tefsir, 1/232) Bir kaç gün önce bir ordu toplanmasını emretmişti. Bunlar gidecek, Mute'de şehit olanların intikamını alacaktı. Komutanlığa üsame'yi tayin etmişti.

Ordu toplanırken Hz. Peygamber (s.a.v.) şiddetlibir baş ağrısı le başlayan hastalığına yakalandı.

Hasta olmasına rağmen mescide çıkıyor ve namazı kıldırıyordu. Son birkaç gününü diğer hanımlarından da izin alarak Hz. Aişe'nin odasında geçirmişti.

Bir defasında Ali ve Abbas'ın omuzlarına dayanarak mescide çıktı. Namazdan sonra kimin hakkı varsa gelip almasını ilan etti. Sadece bir kişi üç dirhem alacağı olduğunu söyledi, verildi.

Bir perşembe akşamı yatsı namazını kıldırmak üzere kalkmak istedi, bayıldı. Ayıldığı zaman yıkandı, kalkarken yine bayıldı. üçüncü defa da bayılınca Ebu Bekre söyleyin namazı kıldırsın,dedi.

Bundan böyle Hz. Ebu Bekir Hz. Peygamber (s.a.v.) vefat edinceye kadar on yedi vakit namaz kıldıracaktı.

Bir gün Hz. Peygamber (s.a.v.) bir miktar hafiflik hissetti ve mescide çıktı, bir konuşma yaptı. Hz. Ebu Bekr'e karşı duygularını dile getirdi. arkadaşları arasında kendisine her yönüyle en vefalı davrannın Hz. Ebu Bekir olduğunu anlattı. Usame'nin komutanlığından hoşlanılmadığını, daha evvel babası Zeyd hakkında da aynı itirazı yaptıklarını halbuki üsamenin bu göreve layık bir delikanlı olduğunu ifade etti. özellikle Ensar grubunun haklarına riayet edilmesini, kusurlarına göz yumulmasını istedi. İlk muhacirlere hürmet edilmesini tavsiye etti. Bundan böyle buluşmanın ahirette Kevser Havzı'nın yanı olduğunu, orada kendisiyle buluşmayı arzu edenlerin ellerini ve dillerini fenalıklardan uzak tutmalarını tembih etti.

İki kişinin yardımıyla odasına çekildi. Bu artık son görüşme idi.

Rebiu'l-evvel ayının birine rastlayan pazartesi sabahı namazı kıldıran hz. Ebu Bekir, Efendimiz'i her günkinden iyi görmüş ve izin isteyerek Avali semtindeki evine gitmiş ti. O gittikten bir müddet sonra tekrar hastalığı artan Efendimiz (s.a.v.), Hz. Aişenin göğsüne başını koymuş halde yarı oturur durumda idi. Hz. Peygamber (s.a.v.) ara sıra söylediği şu vasiyetini son bir defa daha tekrarladı. ''Namaza devam edin, elinizin altındaki insanların haklarına riayet edin, hanımlarla hoş geçinme yolunu tutun.'' dedi.

Bu sırada Hz. Ebu Bekrin oğlu Abdurrahman içeri gir mişti. Elinde bir misvak vardı. Hz. Peygamber'in (s.a.v.) gözleri o misvaka takıldı. Hz. Aişe'nin ''arzu eder misin?'' şeklindeki sorusuna gözleriyle ''Evet'' işareti yaptı. Hz. Aişe misvakı aldı, ağzında ıslatıp yumuşattı Efendimize verdi. Rasulullah Efendimiz misvakı birkaç defa dişlerine sürdü sonra misvak elinden düştü. Böylece dünya hayatı sona ererken son yaptığı iş diş temizliği olmuştu. Bundan sonra sağ elinin şehadet parmağını kaldırdı, üç defa ''Allahümme er refikal-Ala ''(allahım en yüce dostu arzu ediyorum) dedi ve mübarek eli düştü. Son söylediği söz bu idi.

Acı haber tez yayıldı. Hz. Ebu Bekir dönüp geldiğinde artık Hz. Peygamber (s.a.v.) yaşamıyordu. Dünyaya bir yetim olarak gelmiş ama vefatıyla bütün insanlığı yetim bırakmıştı.

Onun yıkanma ve kefenlenmesi işi ile uğraşılırken Hazrec kabilesi halkı, kabile reisi olan Sad b. ubadeyi halife olarak seçmek üzere toplanmışlardı. Bunu haber alan Hz. ömer, Hz. Ebu Bekr ve Hz. Ebu Ubeydeyi de alarak onların toplandığı Benu Saide gölgeliğine koştu. Heyecanlı konuşmalar ve tartışmalar sonunda Hz. Ebu Bekr halife seçildi.

Daha sonra Hz. Ali, Rasulullah Efendimizi (s.a.v.) yıkadı. Efendimiz, tam vefat etiği yere Ebu Talha tarafından kazılan mezara indirildi.

Defin işi bittiği zaman salıyı çarşambaya bağlayan gece henüz sabaha ulaşmamış bulunuyordu.




Önceki
Veda Haccı