Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.)'in Hayatı


Önceki
HendekHarbi
Sonraki
Mute savaşı

Hayber Gazası

Hz. Peygamber (s.a.v.) , Hayberlilerin, Mekkelilerle anlaşma yapmasından endişe ediyordu. Şayet böyle bir anlaşma yaparlarsa onlara gereken ders verilemeyecekti. Ayrıca Medine, Mekke ile Hayber arasında bulunuyordu. Bu iki düşmanın kıskacından bir türlü kurtulamamıştı. Çünkü kuzeye gitse Mekkeliler saldıracak güneye gitse Hayberliler baskın yapacaktı. Şimdi Mekkelilerle anlaşma yaptığına göre arkadan gelecek tehlike yoktu.Derhal ordunun toplanmasını emretti. Binaltıyüz kişi toplandı. Çeşitli hizmetlerde kullanılmak üzere yirmi kadın bu sefere katılıyordu.

Medine'den 180 km kuzeyde bulunan kale kuşatılırken Haybenliler İslam ordusunun geldiğini ancak farketmiş oluyordu. Günlerce savaştan sonra Rasulullah Efendimiz (s.a.v.) ''Yarın sancağı bir insana vereceğim ki o Allahı ve Rasulünü seviyor, Allah ve Rasulü de onu seviyor. Yüce Mevla onun eliyle fetih nasib edecektir'' dedi.

Sancak Hz. Ali'ye verildi. Sancağı verirken ''Ey Ali, Yemin ederim ki senin elinle bir insanı Allah'ın hidayete erdirmesi, senin için dünyanın en değerli niyetlerinden daha hayırlıdır'' demişti. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu sözleriyle asıl maksadın muharebe etmek olmadığnı pek güzel anlatmış oluyordu.

Ogün yapılan savaş neticesi Hayber kalelerinin en büyüğü fethedilmiş oldu. 0 günden sonra diğer kaleler birer birer fethedildi. Bir kale fethedilince kaledekiler diğerine geçiyorlardı. En son kaleye geldiklerinde toprağı işlemek ve gelirini yarı yarıya bölüşmek üzere teklif yaptılar. Hz. Peygamber (s.a.v.), dilediğimiz her zaman sizi buradan sürüp çıkar mak şartıyla kabul ediyoruz, dedi.

Bu sırada Habeşistan'dan Medine'ye gelen ama Hz. Peygamberin (s.a.v.) Hayber'de Olduğunu öğrenen Müslümanlar da Hayber'e gelmişlerdi. Rasulullahın amcasının oğlu Caferi gördüğünde ''Caferin gelişine mi, yoksa Hayber'in fethine mi daha çok sevindiğimi bilemiyorum''buyurmuştu. Yeni gelenlere savaşa katılmış gibi pay verildi.



Dönerken yolda, henüz Medine'ye gelmeden Hz. Peygamber (s.a.v.), Nadir Yahudilerinin reisi olan Huyeyy b. Ahtabın kızı Hz. Safiyye ile evlenmiştir.

UMRETü'L-KA.ZA

Hudeybiye Anlaşması üzerinden bir yıl geçti. Anlaşmaya göre Umre yapma hakkı doğmuştu. İki bin kişilik bir ordu yola çıktı. Zü'l-Huleyfe'de ihrama girildi.

Mekke yakınlarında Ye'cec vadisine gelindiğinde kılıçtan başka bütün silahlar bırakıldı. Cafer b. Ebi Talib önceden gönderildi. Hz. Meymune'ye evlilik teklifi götürecekti. Hz. Meymune ile Cafer'in hanımı Esma bt. Umeys kız kardeş oluyorlardı.

Hz. Peygamber (s.a.v.) ordusuyla Mekke'ye girdiği zaman erkekler dağlara tepelere çekildiler. Efendimiz (s.a.v.) son olarak yedi yıl evvel gördüğü Ka'beye ulaştı. el-Haceru'l-Esved'i öperken ağlıyor ve ''Ey ömer, işte burada göz yaşı dökülür'' diyordu.

Kabeyi yedi defa tavaf etti. Makam-ı İbrahim'de iki re- kat namaz kıldı, Zemzem içti, safa ile Merve arasında yedi defa gidip geldi. Böylece umre tamamlanmış oluyordu, saçlarını keserek ihramdan çıktı

Bilal Ka'be'nin üzerinde ezan okurken mü'minler göz yaşı döküyor bir kısım müşrikler ise ''ümeyye b. Halef sağ olsa da Bilali Ka'be üzerinde bağırırken görse kederinden ölürdü'' demekteydi.

üçgün sonra Hz. Peygambere (s.a.v.), Mekke'yi terketmesi ihtar edildi. Rasulullah Efendimizin (s.a.v.), ''Evleniyorum, düğünümde bulunun'' teklifi reddedildi. Hz. Peygamber (s.a.v.), akşam olmadan Mekke'nin terk edilmesini ve hiç kimsenin kalmamasını emreti.

Hz. Meymune ile Mekke yakınlarında ''Serif'' adı verilen yerde evlendi. Değerli annemiz uzun yıllar sonra tekrar buraya geleceğini ve aziz ruhunu burada yüce Mevla'ya teslim edeceğini nereden bilecekti. (Buhari, Nikah 4, (cilt4/117))

Halid b. Velid Kureyş arasında hatırı sayılır bir insandır, ayrıca pek başarılı bir asker olarak bilinir. Hudeybi ye'den ve özellikle bir yıl sonra yapılan umreden sonra içinde bulundukları durumu değerlendirdi. Kureyş artık eski gücüne sahip değildi. Medine güç kazanıyor, Mekke kaybediyordu. öteden beri bir ilah olarak değerlendirdiği taşlar artık kendisine asıl varlıklarıyla görünmeye başlamıştı. Bunların dağlardaki, çöllerdeki taşlardan ötede bir değeri olmamalıydı. İnine hapsedilmiş tilkiye döndük. Bir kova su boşaltsalar çıkacak ve yakalanacağız, diyordu.

Fikrini Osman b.EbiTalha'ya açtı. Oda aynı düşünce deydi. Beraberce yola çıktılar. Gidip İslam'ı kabul edeceklerdi. Yolda rastladıkları Amr b. As da aynı maksadı taşımaktaytı. Medine'ye vardılar Hz. Peygambere (s.a.v.) ulaştılar. Evvela Halid b.Velid şehadet kelimelerini söyledi, Yüce Al lah'ın bağışlaması için dua etmesini istedi. Efendimiz (s.a.v.)

- İslami kabul etmek, daha önce yapılanları yıkıp mahveder buyurdu. Halid'in ısrarı üzerine ''Allahım, Halidi bağışla daha önce Allah yolundan çevirmek için yaptığı bü tün hataları mağfiret buyur'' diye niyaz etti.

Daha sonra Amr b. As ve Osman b. Taiha kelime-i şe hadeti tekrarladılar.

Bu, büyük bir olaydı. Halid Kureyş'in en değerli silahşörü idi ve başkomutanı durumundaydı. Amr eşi az bulunur derecede zeki bir şahıstı, Osman ise Ka'be anahtarlarını muhafaza eden ailenin büyüğü idi.(İbn Kesir, Siyer 3/446 )

Kaynak
( Hz. Süleyman'dan Hz. Muhammed'e (s.a.v.) PEYGAMBERLER HALKASI : Doç.Dr.Ahmet Lütfi Kazancı )




Önceki
Hendek Harbi
Sonraki
Mute Savaşı