Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.)'in Hayatı

Miraç

Yüce Mevla'dan gelen bir davet üzerine Hz. Peygamber ( s.a.v.), bir gece Burak adı verilen bir binekle yola çıktı. Burak, gözünün gördüğü en son noktaya ayağını basıyordu. Kısa zamanda Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ulaşıldı. Peyganberlerin ruhaniyetlerinden oluşan bir cemaate imam olarak namaz kıldırdı. Daha sonra aynı gecede Mirac adı verilen bir manevi asansörle göklere yükseldi. Her birinde sırasıyla Adem, Yahya ve İsa, Yusuf, İdris, Harun, Musa ve İbrahim (salavatullahi aleyhim ecmain) Efendilerimizle görüştü. Daha sonra Cibril-i Emin eşliğinde Yüce Mevla'nın kudret ve azametine delalet eden pek çok alemler gösterildi. Yüce Mevla ile özel bir görüşme sonucu olarak tekrar yeryüzüne döndüğünde döşeği hala sıcaktı.

Sabahleyin olanları kavmine anlattığı zaman inanmadılar. Onun yalanını ortaya çıkarma fırsatını bulmuşlardı. Haydi, gittiğine ve Mescid-i Aksa'yı gördüğüne dair yemin et, demediler. Şahit istemediler. Biz defalarca orayı gidip görmüş insanlarız, bize Mescid-i Aksa'yı anlat, dediler.

Efendimiz'e sorulan her sual mükemmel şekilde cevaplandırıldı. Netice olarak,

- Ey Ebu'l-Kasım, tamamen isabet ettin, senin gibi bir sihirbaz görmüş değiliz, dediler.

çünkü maksatları hak olanı tespit etmek ve sonunda hakka teslim olmak değildi.

O güne kadar günde iki vakit kılınan namaz artık gün de ayrı ayrı zamanlarda olmak üzere beş vakitte kılınacaktı. Bu olay İslam kültüründe İsra ve Mirac olayı olarak bilinir. Bundan böyle Rasulullah Efendimiz için kıldığı namazlar apayrı bir mirac olacak, aslında dinin direği olan namazı, Yüce Mevla'yı görürcesine bir edeble, huzurla kılanlar için kıldıkları namaz da bir mirac olacaktı.

Bir yıl önce Akabe denilen tepenin yanında Hz. Pey gamber'le görüşen altı kişi, bu defa on iki kişi olarak gel mişlerdi. Rasulullah Efendimiz bu insanlarla “Allah'a hiç bir varlığı ortak tanımamak, hırsızlık yapmamak, zina et memek, çocukları öldürmemek, iftira etmemek hayırlı işle re karşı gelmemek” üzere bir anlaşma yaptı. Hz. Peygam ber'jn elinden tutarak itaat edeceklerine dair söz verdiler. İslam tarihinde bu buluşma ve anlaşmanın adı, Birinci Akabe Bey'atı olarak belirlendi.

Onların istekleri üzerine Medine'ye, Kur'an öğretmek ve İslami tanıtmak üzere Mus'ab b. Umeyr gönderildi. Amr b. ümmi Mektum ona yardımcı olacaktı. Mus'ab Medine'de başarılı bir çalışma yapmış özellikle Evs kabilesinin iki reisini İslam dinine çekmeyi başarmıştı. Bunlar Sa'd b. Muaz ve üseyd b. Hudayr idi. Onların İslamı kabul etmeleri bir gün içinde birçok ailenin İslam'a girmelerine sebep olmuş, o gün akşam olmadan Abdul eşhel oğullarından Müslüman olmayan tek aile kalmamıştı.

Bir yıl sonra hacc mevsiminde yetmiş üç erkek ve iki kadın Hz. Peygamberle görüşmeye gelmişti. Hepsi Müslümandı. Gece yarısından sonra Akabede buluşuldu. Bu buluşmada Hz. Peygamberi ( s.a.v.) kendi yurtlarına davet ettiler.

Hz. Peygamber ( s.a.v.) :

- Neş'eli ve kederli günlerinizde sözümü dinlemek ve itaat etmek, dar ve geniş günlerinizde mali yardımda bulunmak, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeğe çalışmak, Allah rızası uğrunda söz söylemek, bu yolda kimsenin kınamasından korkmamak, sizin yanınıza geldiğimde şahsınızı, ailenizi ve çocuklarınızı koruduğunuz gibi beni de korumak üzere bana söz verin dedi.

- Bunları yaparsak karşılığında ne vardır, dediler.

- Allah rızası ve cennet vardır, dedi.

- İleride başarıya ulaşırsan yine kavmine dönecek misin ?

-Hayır. Kanım sizin kanınız, sizin ölümünüz benim ölümümdür. Ben sizdenim, siz bendensiniz. Sizin harbet tiğinizle harbederim, anlaştığınızla anlaşırım.

- O halde kabul ediyoruz dediler. Birer birer Hz. Pey gamberin ( s.a.v.) elinden tutarak, anlaşmaya bağlı kalacaklarına dair söz verdiler. (İbn Hişam, 2/88-90 )

Kaynak
( Hz. Süleyman'dan Hz. Muhammed'e (s.a.v.) PEYGAMBERLER HALKASI : Doç.Dr.Ahmet Lütfi Kazancı )